Evinizden sizi alacak araç ile havalimanına transfer. İstanbul Havalimanı Dış Hatlar Terminalinde sabah erken saatte buluşma. Türk Hava Yolları’nın TK1923 seferi ile Basel’e uçuşumuzu gerçekleştiriyoruz.Yerel saatle 10:0'da varışın ardından bizi bekleyen özel otobüsümüzle Basel’e varışımızın ardından panoramik şehir turumuza başlıyoruz. Dar sokakları, çiçeklerle süslenmiş balkonları ve tarih kokan meydanlarıyla Basel, Avrupa’nın en zarif şehirlerinden biridir. Şehrin en eski yerleşim yeri olan Altstadt, Rönesans tarzı pencereleri ve altın çanla süslenen kırmızı renkli belediye binasıyla ünlü Marktplatz, Fransa–İsviçre–Almanya sınırının kesiştiği Dreiländereck noktasından eşsiz manzara seyri, dokuz farklı mekanik çeşmeden oluşan Tinguely-Brunnen, 1226 yılında inşa edilen tarihi Mittlere Rheinbrücke köprüsü ve şehrin simgesi haline gelmiş kırmızı kumtaşı renkli Basel Münster Katedrali turumuz sırasında göreceğimiz önemli yerler arasındadır.Basel turunun ardından Almanya’nın karakteristik şehirlerinden Freiburg’a hareket ediyoruz. Burada “Bächle” adı verilen, şehrin her yanına yayılmış küçük su kanallarıyla çevrili sokaklarda yürüyüş yapıyoruz. Şehrin simgesi olan, 116 metrelik kulesiyle her yerden görülebilen görkemli Freiburger Münster (Katedral), yöresel tatların ve dünya mutfağının buluştuğu Markthalle (Kapalı Pazar), tarihi Münsterplatz Meydanı, eski ve yeni belediye binalarıyla Rathausplatz, kafe ve butikleriyle ünlü Kaiser Joseph Caddesi, yerel halkın buluşma noktası Augustiner Platz ve huzurlu atmosferiyle Adelhauser Platz, şehrin en hareketli bölgelerinden biri olan Gerberau panoramik turumuzda göreceğimiz yerler arasında yer almaktadır.Kısa serbest zamanın ardından Fransa’nın en romantik şehirlerinden Strasbourg’a doğru yola çıkıyoruz.Varışta panoramik şehir turumuzda Avrupa Parlamentosu, Cumhuriyet Meydanı, Petite France bölgesi ve tarihi katedral çevresi görülecektir.Ardından, Ren Nehri üzerinde gerçekleşecek Strasbourg Nehir Turu ile şehri su üzerinden keşfediyoruz.Günün sonunda akşam yemeği Michelin Rehberi 2025’te yer alan La Vieille Enseigne restoranında alınacaktır. Turumuzu sonlandırdıktan sonra otelimize transfer oluyoruz ve sonrasında serbest zaman. Konaklama otelimizde.

Konaklama: Maison Rouge Strasbourg Hotel & Spa Autograph Collection https://www.maison-rouge.com/en/


 

Sabah otelde alınan kahvaltının ardından Alsace bölgesinin kalbinde yer alan Colmar’a hareket ediyoruz. Colmar, pastel renkli evleri, çiçekli pencereleri ve kanalların çevrelediği masalsı atmosferiyle “Küçük Venedik” olarak bilinir. Şehir turumuzda Eski Şehir Merkezi, Pfister Evi, Unterlinden Müzesi ve Petite Venise bölgesi görülecektirArdından Riquewihr’e geçiyoruz. Alsace bağlarının kalbinde yer alan bu küçük köy, adeta masallardan fırlamış bir Orta Çağ dekorunu andırır. Dar taş sokaklar boyunca sıralanan 16. yüzyıldan kalma renkli evler, ahşap cumbalar, saksılarda açan sardunyalar ve her köşeden yükselen üzüm kokusu sizi büyüleyecek.Burada, bölgenin en köklü şarap üreticilerinden Domaine Dopff Au Moulin şaraphanesinde geleneksel bir tadım deneyimi bizleri bekliyor. Şefin rehberliğinde, bölgenin gururu olan Crémant, Riesling, Pinot Gris ve Gewurztraminer çeşitlerinin lezzetlerini keşfederken, yanında ikram edilen yumuşacık Kougelhopf tatlısıyla Alsace mutfağının zarif dokusunu hissedeceğiz.Tadım sonrası kısa bir yolculukla Ribeauvillé kasabasına geçiyoruz. Rengarenk cepheleri, çiçekli pencereleri ve arnavut kaldırımlı sokaklarıyla huzur dolu bu kasabada kısa bir yürüyüş turu yapıyor, yerel dükkanlardan el yapımı reçel, sabun ve şarap alışverişi için zaman ayırıyoruz. Gün batımının sıcak tonları Alsace köylerinin üzerine düşerken, biz de Strasbourg’a doğru yola koyuluyoruz.Akşam şehrin zarif restoranlarında serbest zaman — ışıl ışıl sokak lambaları, Ren Nehri üzerindeki köprüler ve Petite France bölgesinin büyülü atmosferiyle unutulmaz bir gece sizi bekliyor.

Konaklama: Maison Rouge Strasbourg Hotel & Spa Autograph Collection https://www.maison-rouge.com/en/



 
 

Sabah otelde alınan kahvaltının ardından, sabah erken saatlerde İsviçre’nin kültür, sanat ve doğa ile harmanlanmış başlıca şehirlerinden biri olan Zürih’e doğru yola çıkıyoruz. Alpler’in beyaz tepeleri arasından ilerlerken muhteşem göl manzaraları eşliğinde unutulmaz bir yolculuk bizleri bekliyor.Varışta gerçekleştireceğimiz panoramik şehir turumuzda, şehrin kalbi sayılan Altstadt (Eski Şehir)’de taş sokaklar arasında geçmişin izlerini sürüyoruz. Limmat Nehri boyunca uzanan yürüyüş yollarında, zarif katedrallerin kuleleri gökyüzüne uzanırken, kentin modern yüzüyle geleneksel mimarisinin kusursuz uyumuna tanık oluyoruz. Dünyaca ünlü Bahnhofstrasse caddesi, lüks mağazaları ve kafe kültürüyle Zürih’in canlı ruhunu yansıtıyor. Şehrin zarif sahilinde, gölün sularına düşen Alplerin yansıması eşliğinde kısa bir yürüyüş molası veriyoruz.Öğle saatlerinde verilecek serbest zamanda, göl kenarında kahvenizi yudumlayabilir ya da İsviçre’nin enfes çikolatalarının tadına bakabilirsiniz. Ardından, masalsı bir atmosfere sahip Luzern’e hareket ediyoruz.Varışta rehberimiz eşliğinde yapacağımız şehir turunda, Avrupa’nın en fotojenik şehirlerinden biri olan Luzern’i keşfediyoruz. 14. yüzyıldan kalma ahşap Chapel Köprüsü, gölün sularına yansıyan güzelliğiyle kentin simgesi haline gelmiştir. Aslan Anıtı (Löwendenkmal), tarihin duygusal bir yansıması olarak sessizce yükselir. Luzern Gölü kıyısında yürürken nefes kesen dağ manzaraları bizlere eşlik eder.Ardından, çikolata tutkunlarının cenneti olan “Swiss Chocolate Adventure” deneyimine katılıyor, İsviçre çikolatasının hikâyesini interaktif bir yolculukla öğreniyoruz. Günün sonunda, dünyanın en kapsamlı ulaşım koleksiyonlarından birine sahip Ulaşım Müzesi (Verkehrshaus der Schweiz) ziyaretiyle günü tamamlıyoruz.Göl kenarında serbest zaman sonrası otele dönüş ve dinlenme.
Konaklama: Radisson Blu Lucerne https://www.radissonhotels.com/en-us/hotels/radisson-blu-lucerne


 

Sabah otelde alınan kahvaltının ardından, sabah saatlerinde kartpostallardan fırlamış manzaralarıyla büyüleyen Montreux’e doğru yola çıkıyoruz. Yol boyunca Alpler’in karlı zirveleri ve göllerin yansımaları eşliğinde muhteşem bir doğa şöleni bizleri karşılıyor.Montreux, Leman Gölü kıyısına inci gibi dizilmiş palmiye ağaçları, zarif otelleri ve çiçeklerle süslenmiş sahil yürüyüş yolu ile “İsviçre Rivierası” olarak bilinir. Göl kıyısında kısa bir yürüyüş molası veriyoruz; mavi ile yeşilin birleştiği bu tabloyu izlerken zaman adeta duruyor. Rehberimiz eşliğinde şehrin simgesi haline gelen, dünyaca ünlü sanatçı Freddie Mercury’nin heykelini ziyaret ediyoruz. Sanatın ve doğanın buluştuğu bu şehirde, her adım fotoğraf karelerine sığmayacak kadar güzellik dolu.Ardından, üzüm bağlarının arasından geçerek Lozan’a hareket ediyoruz. Lozan, Cenevre Gölü’nün kuzey kıyısında kurulmuş, zarafet ve dinginliğin buluştuğu bir şehir... Uluslararası Olimpiyat Komitesi’ne ev sahipliği yapan şehir, aynı zamanda İsviçre’nin kültürel ve entelektüel merkezlerinden biridir.Rehberli şehir turumuzda, mimarisiyle modernizmin simgesi haline gelen Rolex Learning Center, Gotik detaylarıyla büyüleyen Notre-Dame Katedrali, şehrin ruhunu yansıtan Belediye Binası (Hotel de Ville) ve göl kıyısındaki zarafetiyle ünlü Beau-Rivage Palace görülecek yerler arasındadır. Dar sokaklarda dolaşırken göl manzarası her adımda karşımıza çıkar, Lozan’ın huzurlu atmosferiyle baş başa kalırız.Günün sonunda, Leman Gölü’ne tepeden bakan Chalet Suisse restoranında, odun sobasının sıcaklığında servis edilecek geleneksel İsviçre peynir fondü menüsü eşliğinde keyifli bir akşam yemeği bizleri bekliyor.İsviçre lezzetlerinin en otantik hâliyle sunulduğu bu akşam, turumuzun en özel anılarından biri olacak.
Konaklama: De La Paix Lausanne  https://www.hoteldelapaix.net/fr/

 

Sabah otelde alınan kahvaltının ardından, Cenevre Gölü kıyısında yer alan zarif şehir Cenevre’ye doğru yola çıkıyoruz. Yol boyunca gölün kıyısına dizilmiş bağlar, küçük köyler ve Alpler’in görkemli silueti bize eşlik ediyor.Cenevre, sadece İsviçre’nin değil, dünyanın da diplomasi başkentlerinden biridir. Göl kenarında yer alan bu şehir, lüks saat markaları, zarif vitrinleri ve huzurlu atmosferiyle ziyaretçilerini büyüler.
Varışımızın ardından panoramik şehir turumuza başlıyoruz. Rehberimiz eşliğinde şehrin sembolü haline gelen, 140 metrelik su sütunuyla ünlü Jet d’Eau, rengarenk çiçeklerle süslenmiş Çiçek Saati (L’Horloge Fleurie), Uluslararası Kızılhaç binası ve Birleşmiş Milletler Sarayı (Palais des Nations) panoramik olarak görülecek yerler arasındadır.Şehrin tarihi bölgesine geçtiğimizde, Cenevre’nin Fransız zarafetini ve İsviçre düzenini harmanlayan eşsiz mimarisiyle tanışıyoruz. Arnavut kaldırımlı sokaklarda yürürken, butik kafelerden yayılan taze kahve kokusu eşliğinde keyifli bir atmosferde vakit geçiriyoruz. Öğle saatlerinde serbest zaman veriliyor; dileyen misafirler göl kenarında yürüyüş yapabilir ya da Cenevre’nin ünlü çikolata dükkanlarında alışverişin tadını çıkarabilir.Öğleden sonra Fransa sınırına geçerek, ülkenin gastronomi ve kültür başkentlerinden biri olan Lyon’a hareket ediyoruz. Yaklaşık 2 saatlik yolculuğun ardından Rhône ve Saône nehirlerinin birleştiği bu büyüleyici şehre varıyoruz.
Lyon, tarihi dokusu, taş köprüleri ve ışıltılı sokaklarıyla Orta Çağ ruhunu modern bir zarafetle birleştirir. Panoramik şehir turumuzda, şehre yukarıdan bakan görkemli Notre-Dame de Fourvière Bazilikası, şehrin kalbi Bellecour Meydanı, ünlü heykeltıraş Bartholdi’nin muhteşem çeşmesi ve Güzel Sanatlar Müzesi (Musée des Beaux-Arts) görülecek yerler arasındadır.Akşam saatlerinde otelimize geçmeden önce, Lyon’un ışıklarla süslenmiş nehir kenarında kısa bir yürüyüş yapıyoruz. Şehrin altın sarısı gece manzarasıyla turumuzun en romantik duraklarından birini tamamlıyoruz.
Konaklama: Boscolo Lyon Hotel & Spa  https://boscolocollection.com/lyon/en/

 

Sabah otelde alınan kahvaltının ardından Fransa’ya veda ediyor, Alpler’in kalbinden geçerek İtalya’ya doğru yola çıkıyoruz.
Yol boyunca karla örtülü dağların arasından kıvrıla kıvrıla ilerleyen rotamızda, nefes kesici doğa manzaraları bizlere eşlik ediyor. Frejus Tüneli’nden geçerken, Avrupa’nın iki kültürü – Fransız zarafeti ve İtalyan tutkusu – bir araya geliyor.Öğle saatlerinde varışımızı takiben İtalya’nın kuzeyinde yer alan, kraliyet ihtişamını modern yaşamla harmanlayan Torino (Turin)’de panoramik şehir turumuza başlıyoruz.
Şehir, 19. yüzyılda İtalya Krallığı’nın ilk başkenti olmuş ve bugün hâlâ aristokrat mimarisi, geniş bulvarları ve zarif kafe kültürüyle göz kamaştırır.Rehberimiz eşliğinde; şehre yukarıdan bakan etkileyici Superga Bazilikası, barok tarzın inceliklerini yansıtan Casa Della Vittoria, İtalya’nın en prestijli finans merkezlerinden biri olan Grattacielo Intesa-Sanpaolo, dini önemiyle bilinen Torino Katedrali (Duomo di San Giovanni Battista) ve spor tutkunları için efsanevi Juventus Stadyumu panoramik olarak görülecektir.Şehir turunun ardından serbest zaman veriyoruz. Dileyen misafirler, şehrin en ünlü kafe zincirlerinden birinde “bicerin” adı verilen geleneksel çikolatalı kahve içebilir ya da Via Roma boyunca butik mağazalarda alışveriş yapabilir.Akşam yemeğimizi Torino’nun tarihi atmosferini koruyan Kipling Restoranı’nda alıyoruz.
Menümüzde İtalyan mutfağının klasiklerinden Rigatoni makarna, ardından fırınlanmış hindi ve tatlı olarak enfes “nougat parfait” yer alıyor. Şarap eşliğinde unutulmaz bir İtalyan akşamı bizleri bekliyor.Konaklama:NH Collection Torino Piazza Carlina  https://www.nh-collection.com/it/hotel/nh-collection-torino-piazza-carlina

 

Sabah otelde alınan kahvaltının ardından, İtalya’nın sanat, moda ve zarafetle özdeşleşen başkenti Milano’ya doğru yola çıkıyoruz. Torino’dan ayrılırken Alpler’in eteklerinde uzanan yeşil vadiler, bağlar ve küçük taş köyler bize eşlik ediyor. Yaklaşık iki saatlik keyifli bir yolculuğun ardından, ülkenin en dinamik ve modern şehirlerinden biri olan Milano’ya varıyoruz.Varışta panoramik şehir turumuza başlıyoruz. İlk durağımız, Avrupa’nın en görkemli dini yapılarından biri olan Duomo Katedrali. 1386 yılında yapımına başlanan ve tamamlanması beş yüzyıl süren bu şaheser, 135 kulesiyle gökyüzüne uzanır. Rehberimiz eşliğinde, kulaklık sistemiyle katedralin içini geziyor, vitray pencerelerin renk oyunları arasında büyülü bir atmosferi soluyoruz.Ardından şehrin kalbinde yer alan, cam kubbesiyle ünlü Galleria Vittorio Emanuele II’ye geçiyoruz. 19. yüzyılın zarif mimarisini yansıtan bu alışveriş galerisi, dünyaca ünlü markalara, şık restoranlara ve tarihi kafelere ev sahipliği yapar.Burada kahvenizi yudumlarken sokak müzisyenlerinin melodileri eşliğinde Milano’nun zarif yaşam tarzını hissedebilirsiniz.Turumuzun bir diğer durağı, şehir merkezine hâkim konumuyla dikkat çeken Sforza Şatosu (Castello Sforzesco). Tarihte Leonardo da Vinci’nin de bir dönem çalıştığı bu yapı, bugün sanat galerileri ve müzelerle doludur. Rehberimizden şatonun geçmişine dair hikâyeleri dinlerken, Milano’nun kültürel zenginliğini yakından tanıyoruz.Turun ardından verilecek serbest zamanda dileyen misafirler, Via Montenapoleone ve Via della Spiga caddelerinde dünyanın en seçkin butiklerinde alışveriş yapabilir ya da Duomo Meydanı çevresindeki kafelerde keyifli bir mola verebilir.Günün sonunda otelimize transfer. Akşam, ışıklarla parlayan Milano sokaklarında yürüyüş yapabilir, şehrin akşam enerjisini doyasıya hissedebilirsiniz.
Konaklama: Sina De La Ville https://www.sinahotels.com/en/h/sina-de-la-ville-milan/

 

Sabah otelde alınan kahvaltının ardından odalarımızı boşaltıyoruzUçuş saatine kadar serbest zaman.Ardından özel aracımızla Milano Malpensa Havalimanı’na transfer. Türk Hava Yolları’nın TK 1896  tarifeli seferi ile İstanbul’a dönüş yolculuğumuza başlıyoruz  Varışımızla birlikte, evinize özel araçlarla transfer.
Bir sonraki seyahatte görüşmek üzere!
 

0 Yorum Değerlendirmenizi Bizimle Paylaşın

Yorum

Ad, Soyad

E-posta

Telefon

Konaklama

Rehberlik

Yemekler

Tur İçeriği

Ulaşım

Genel

Yorum Paylaş